27 Ağustos 2013 Salı

NAMAZ NEDEN GEREKLİDİR..?



 
2293 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:
"Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"
"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm:
"İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu."
Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).
---------------------------------------
2299 - İmam Mâlik (radıyallâhu anh)'e ulaştığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:
"İstikamet üzere olun. (Bunun sevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. (Zâhirî ve bâtînî temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü'min riayet eder."
Muvatta, Tahâret 36, (1, 34); İbnu Mâce, Tahâret 4, (277).
---------------------------------------
2300 - Hz. Huzeyfe (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı herhangi bir şey üzecek olursa namaz kılardı."
Ebü Dâvud, Salât 312, (1319); Nesâî, Mevâkît 46, (1, 289).
---------------------------------------
2305 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:
"AIIah, kullarIna beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu:
"Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?"
"AIIah kullarına beş vakti farz kıldı."
Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu."
Müslim, İman,10, (12); Tirmizî, Zekât 2, (619); Nesâi, Salât 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesâî'dekidir.

...

22 Ağustos 2013 Perşembe

NEDEN HEP İLK ADIM ERKEKLERDEN BEKLENİR..?


İlk önce şuna inandığımı belirtmem gerekiyor; herşey karşılıklı olmayabiliyor bazen!

Devam edelim…

Kadın-erkek eşittir diyede diretmiyorum… Kadının konumu, erkeğin konumu ayrıdır…

Asıl konuma bir giriş sorusuyla başlamak istiyorum, "Neden hep ilk adımı erkekler atmalı?"

Soruyu anladık mı? O halde soruyu misaller ile biraz daha açalım…

Evlilik teklifini onlardan bekleriz…

Evlilik yıldönümü gelir, erkeklerden sürpriz bekleriz...

Bazen veya herzaman bir gül ile eve gelmesini bekleriz…

Doğum günümüzü aylar önce hatırlamasını ve pahalı bir hediye almasını bekleriz...

Güzel sözcükleri yine onlardan talep ederiz…

Bizimle sohbet etmesini bekleriz, fakat ilgi alanımız dışına çıktıklarında ise kızarız ve muhabbeti anında keseriz...

Yeterli sanırım… Olay anlaşıldı.

Hep erkeklerden birşeyler beklenir.

Peki kadınlar bunları neden yapamaz? Yoksa bu bir kaide mi? Bozulsa ne olur ki?

Misal evlilik teklifini kadın yapsa, dünyanın sonumu gelir? Hz. Hatice'nin yaptığı gibi…

Özel günlerde sürprizleri yapan kadın oluverse ne çıkar? Yangın çıkmaz herhalde…

Şöyle eşinizin gözlerini bağlayıp bir deniz kenarına götürseniz, gözlerini açtığında karşısında güzel bir sürpriz ile karşılaşsa fena mı olur yani?

Eşimizden bazen veya her zaman bir gül ile gelmesini dört gözle bekleriz, peki biz kaç defa gül ile geldik? Gül sadece kadınlara mı mahsus? Öyle şey olur mu, nerede yazıyor bu?

Biz kadınlar sohbet etmesini pek severiz. Eşimizle karşılıklı muhabbet etmesini pek severiz. Fakat bizim ilgi alanımız olan şeyler hakkında sohbet edilecek, 1.kural bu. Çoğunlukla biz konuşacagız onlar dinleyecek, bu da 2. kural. 3. kuraldan bahsetmeyeceğim.

Onlarla diyalog kurarken kaç defa onların ilgi alanlarından konuştuk? Mesela, politika veya spor?

Kaç defa aynı yöne bakabildik?

Ne güzel şöylemis bir düşünür, "Evlilik iki kişinin birbirine bakması değil, aynı yöne bakmasıdır."

Erkekleri anlamak zor sanat derler. Hiç bir şey kolay değil ki derim ben de.

Yazımın ilk satırlarında belirttiğim gibi, bazen herşey karşılıklı olmayabilir. Siz eşinize bir gül hediye ettiğinizde, size aynı gün veya ertesi sabah karşılık veremeyebilir. Buna hazırlıklı olmak gerekir.

Eğer hep karşı cinsten bekler isek, maalesef daha çok bekleriz. O halde şimdi sıra kadınlarda… Yarın bir gül ile çıkın sevgili eşinizin karşısına...

Esenle Kalın Efendim
Pınar Kibar - Risale Ajans

16 Ağustos 2013 Cuma

DUA, DUA, DUA...



İşiten ve duaları kabul eden Rabbim;

Şu mübarek vakitler hürmetine,
Sana el açıp yalvaran mü'min kulların hürmetine,
SEN'i sevenlerin ve SEN'in sevdiklerin hürmetine,
Kalbi sızlayan, yavrusuz ana babalar hürmetine,
Gözü yaşlı, anasız, babasız masumlar hürmetine,

Alem-i İslam'a yardım et...
Eksikliğimizi bize bağışla,
Kusurlarımızı, hatalarımızı bize bağışla,
İsyanımızı, nankörlüğümüzü bize bağışla,
Samimiyetsizliğimizi bize bağışla,
Sana layık kul olamayışımızı bize bağışla,

Sen'i her türlü eksiklik ve noksanlıktan tenzih ederiz.
Sen bize acımaz ve kerem etmezsen halimiz harap...
Sen bize Rahmetinle muamele etmezsen, biz perişanız...
Sen, her türlü kusurumuza rağmen (yine de) bize "KULUM" de,
Biz Sana layıkıyla "RABBIMIZ" diyemiyoruz,
Ama Sen bizden Nazar-ı İlahi'ni çevirme...

Ümmetin, şu zor günlerindeki bu zor imtihanlarını uzatma Rabbimiz...

BİZ SANA HERŞEYİMİZLE TESLİM OLAMADIK/OLAMAYIZ...
AMA SEN BİZE YİNE DE "KULUM" DE RABBİMİZ...

SANA HANGİ HALİMİZİ ANLATALIM RABBİMİZ..?
SEN BÜTÜN HALLERE AŞİNA OLANSIN...

İNANIYORUZ Kİ DUALARA İCABET EDERSİN.
BAK, İŞTE BU KULCAĞIZIN DA SANA DUA EDİYOR.
ÇÜNKÜ BU DUAYI ETTİREN DE SENSİN...
DUA'YI ETTİRENE BİNLERCE HAMDOLSUN...

Elhamdulillahi Rabbil Alemin,
Es-Salatu ve's-Selamu Alâ Rasulina Muhammedin,
Ve alâ alihi ve sahbihi ecmain...

Amin, amin, amin...

6 Ağustos 2013 Salı

RAMAZAN BAYRAMINI SELAMLARKEN...


Bereketiyle, feyziyle, neşesiyle bir Ramazan-ı Şerif'i daha geride bırakırken, inşallah bir bayram sabahını daha karşılamanın heyecanı içerisindeyiz... Hamdolsun, şükr'olsun...

Mevlâ, bizlerle birlikte dünyanın dört bir yanında; sıkıntılar, zorluklar, zulümler altında boğuşan TÜM ÜMMET-İ MUHAMMED'e selamet versin, inşirah lutfetsin inşallah... O, ne güzel YÂR ve YARDIMCIDIR...

Kim bilir belki bir sonraki bayramı göremeyiz.. Onun için mümkün mertebe; öncelikle yakın akrabalarımızı ziyaret edip gönüllerini almalı, varsa eğer dargınlıklara son vermeliyiz. Akabinde, komşularımızı, arkadaşlarımızı ve gidebildiğimiz, görebildiğimiz tanıdıklarımızı aramalı, sormalı ve bayramlarını tebrik etmeliyiz...

Mümkün olduğu kadar yine bu güzel bayram günlerinde de hayır ve hasenata bolca devam etmeli, yetimin, öksüzün gönlünü yapmalı onları çeşitli hediyelerle neşelendirmeliyiz.

Ve yine her fırsatta Rabb'ul-Alemin'e halimizi arz edip AF ve AFİYET istemeliyiz.

Bayramı, münferid değil de birlikte yaşamaya gayret etmeliyiz...

Rabbim, tüm Alem-i İslam'ın Ramazan Bayramını mübarek etsin inşallah...

Selam ve dua ile...

Hayal İklimi

5 Ağustos 2013 Pazartesi

KIZ İSTEME HİKAYESİ


Sizleri güzel bir hikayeyle Selam'layalım...
Hikayeden alacağımız ders ise aşikardır... Rabbim anlayabilenlerden eylesin inşallah... Selam ve dua ile...

Günümüz, zamanımız hayr'olsun inşallah...
_____________________________________

- ALLAHın emri Peygamber (a.s)’ın Kavli ile Kızınızı Oğlumuza İstiyoruz.

- Efendim, bizim kızı isteyen çok. Sizin neyiniz var neyiniz yok..?

- Delikanlı girer söze ;
RAHİM ismiyle RAHMAN ALLAH aç bırakmaz kendisini zikredeni.

- ALİM’dir Gün/Ah’a düştüğümüzde ve pişman olduğumuzda GAFFAR’lığını gösterir.

- Gece Çalıştığım vakitlerde El HAFIZ derim öyle giderim.

- Neyin var diyecekseniz; hiçbirşeyim yok çünkü O’dur Malikül MÜLK.

Ya Paran biterse ve karanlıkta kalırsanız diyecekseniz *En-NUR
deriz aydınlanır BEYT’imiz.*

Kızımı asla bırakmayacaksın; derseniz söz veremem. Çünkü kullar değil HALİK’tir BAKİ olan..

Varsın hiç kimse sevmesin bizi VEDÜD kafidir.

Senden bir şeyler gizlerse ne yaparsın demenize gerek yok. Yüreği elveriyorsa istediğini yapsın ama unutmasın O BASİR’dir / eş-ŞEHİD’dir..

Yani..
Bir RABBİM var / c.c birde RABBİM’in en Sevgilisi / s.a.v

Benimde isteklerim var;

*Nur Suresi 31. Ayet’i yaşayacak. Edeb'li olacak ! El HAYA’ü minel
İMAN’dır çünkü.*

Beni sevecek , Ellerimi bırakmayacak. Benim uykum ağırdır Sabah Namazlarına kalktığında gerekirse vura vura uyandıracak..

- İyisin hoşsun da başınızı sokacak eviniz var mı evlat.

- Yok dersem vermeyecek misiniz yani kızınızı ?

- Hayır evlat. Ben (ev) yaptıracağım. Sen yeter ki kızımı al...
__________________________

Ben bu hikayeden sonra bir tek dua ederim;
"RABBİM, BİZLERİ İYİLERLE KARŞILAŞTIR..."
Amin, amin, amin...

1 Ağustos 2013 Perşembe

LEYLE-İ KADR'İN KADRİNİ BİLMEK



"Bismillahirrahmanirrahim"

Şu mübarek günlerin incisi Kadir Gecesi'ne kısa bir yolculuk yapalım inşallah...

Kur'ân'da adı geçen tek ay Ramazan ayıdır; tek gece de Kadir Gecesidir. Bu bereketli saatlerin şeref ve kıymetini Kâinatın Rabbi Sevgili Habibine haber vermektedir. Bu gecenin faziletine o kadar değer verilmektedir ki, o vakitlerde tecelli edecek rahmetin ve ruhanî hâdiselerin anlatılması için müstakil bir sûre inmiştir. Bu sûre Kadr Süresidir.

Yine Cenâb-ı Hak bu gecenin kudsiyetini bildirmek için beş âyetli bir sûrede üç defa "Leyletü'l-Kadr" ifadesini açıkça zikretmektedir:
"Şüphesiz, o Kur'ân'ı Kadir Gecesinde indirdik. Bilir misin, Kadir Gecesi nedir? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır."

Ulvî hâdiselerde sûrenin sonunda şöyle ifade buyurulur :
"O gecede melekler ve Cebrail Rablerinin izniyle her iş için arka arkaya iner. O gece, tan yerinin aydınlanmasına kadar bir selâmettir."

Kadir Gecesinin en önemli özelliği, cin ve insanlara iki cihan saadeti bahşeden, kâinat kitabının ezelî bir tercümesi olan yüce kitabımızKur'ân-ı Kerimin bu gecede ilk olarak dünya semasına indirilmesidir.Daha sonra ise ihtiyaca göre âyet âyet veya sûreler halinde vahyin mazharı Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselama Cebrail (a.s.) vasıtasıyla takdim edilmiş olmasıdır.

Bu gecedeki İlâhî ziyafete ve Kur'ânî sofraya başta Kur'ân-ı Mübini Resulullah Aleyhissalâtü Vesselama vahiy yoluyla getiren Cebrail (a.s.) olmak üzere melekler de inerek şenlendirirler. Kalb ve basîreti açık olan mü'minlere uhrevî âlemden manzaralar sergilenir. Meleklerin pey der pey inmesiyle yeryüzü manevî bir tazyike maruz kalır. Dünya adetâ onlara dar gelmeye başlar. Mü'minlerin etrafını kuşatarak onlara Rablerinin bağış ve rahmetini müjdelerler. Tan yeri ağarıncaya kadar devam eden bu ulvi tecelli, ümmet-i Muhammed'in gönüllerine engin bir huzur ve saadet dalgası estirir.

"Kadr" kelimesinde "tazyik" manası da vardır. Buna göre o gece yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, dünya onlara dar gelir.
Bir hadiste, "O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır" buyrularak buna işaret edilir. (Hak Dîni Kur'ân Dili, 9:5970)

Bir başka Hadisi Şerifte Efendimiz Aleyhisselam; "Kim inanarak, sevabını ancak Allah'tan bekleyerek Kadir Gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir." (Buhari, Siyam: 71, ıbni Mâce, Dua) buyururlar.

Rabbim, bu kıymetli gecenin kadrini bilenlerden eylesin inşallah.

Tüm İslam Aleminin Leyle-i Kadr'ini tebrik eder hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ederiz.

Selam ve dua ile...