Kadın, kucağındaki kediye "aşkım" diyor, uzun zincirlerle bağladığı finosuna "sevgilim" Sonra o kavramı başkalarına da rahatlıkla kullanabiliyor. Dilinden çıkıyor ama bu kelime, yüreğe inmediği çok belirgin.
Her şeyin cılkı çıktığı gi...bi kavramlarında çıktı. Hangi kavramın kim tarafından nerelerde kullandığı belirsiz oldu. Kimileri için ömürde belki de bir defa ve bir kişiye kullanılacak bir kelime, başkasının ağzında sakız, elinde tespih olmuş habire yorulup, yıpranıp duruyor.
Taşıdığı özel anlam, başkalarının verdiği anlamlar karşısında kayboluyor, ağza alınamıyor.
Bütün yıpranmış mevsimlerden, zamanlardan , kişilerden ve ilişkilerden kaçan insan ise kendi kelimelerini, anlamlarını bulmak, oluşturmak zorunda kalıyor. Zaten yeterince daralan dünyadan, kalabalık caddelerden; özel, kendine has kavramlarına, dünyalarına kaçıyor.
Kaçmasa bitecek. Yorulup tükenecek. İçine sinmeye sinmeye bir kardan adam gibi eteklerine damlayacak...
Kaçmalı da zaten. Bir yolunu bulup sıradanlaşan insan, kavram ve etkinliklerden; kendine, özel düşlerine, anlamlarına kaçmalı insan.
Yoksa, evet yoksa herkesleşecek, kimseleşecek, sonra da bitip gidecek.
Biz, tükenmeyelim, diyor insan bunları görünce içine, yüreğine, canına, kanına. Biz tüketilmiş kelimelere, kavramlara, dostluklara ayak uyduramayalım; biz bu duyguların, yaşamların yabancısı olalım. Kendi düş ve ütopyalarımızın kahramanları olalım, kalalım. Tek başına olsak bile bunu yapalım diyor kendisine.
Bütün o kelimeleri yoran ve yıpratan insanlar, "Canım" diyemiyor kedisine, finosuna. Onu diyemiyor.. O kavramı demesinler, diyemesinler bari. Onu sıradanlaştırmasınlar. Gerçi o, sıradanlaşmaz.Onu diyebilmek için yürek gerek, can gerek çünkü.
Kendi kelimeleri olan insanlar yıpranmazlar. Öylesine kurmadıkları cümlelerin altında ezilmez, bilakis o kelimelerle yükselir ve yaşarlar.
İşte bu kelimelerden en hası: "Canım"
Kedisine "canım" diyemedikleri için, bu kelimenin ya farkına varmadıkları ya da kullanmaya cesaret edemedikleri için hala tertemiz ve sıcacık durur yüreklerde.
Kullanıldığı alan ve kişileri çoğaltmadan kullanmalı böyle kelimeler. Anlamları sıradanlaşmadan sahip çıkmalı bu kelimelere belkide..
"Canım" Ne kadar sıcak ve özel değil mi?
İnsanın içinden gelen ve hala sıradanlaştırılmamış bir çok kelime gibi.
"Canım" dediğin bunu anlamasa bile, bu kelimenin ağırlığını kaldıramasa bile herkesin anlamını bilmediği ve kullanamadığı bir kelime olarak hala özel bir kelime dimağlarda.
İnsan, hep öyle kalsın istiyor, diliyor.
Mehmet Deveci
Her şeyin cılkı çıktığı gi...bi kavramlarında çıktı. Hangi kavramın kim tarafından nerelerde kullandığı belirsiz oldu. Kimileri için ömürde belki de bir defa ve bir kişiye kullanılacak bir kelime, başkasının ağzında sakız, elinde tespih olmuş habire yorulup, yıpranıp duruyor.
Taşıdığı özel anlam, başkalarının verdiği anlamlar karşısında kayboluyor, ağza alınamıyor.
Bütün yıpranmış mevsimlerden, zamanlardan , kişilerden ve ilişkilerden kaçan insan ise kendi kelimelerini, anlamlarını bulmak, oluşturmak zorunda kalıyor. Zaten yeterince daralan dünyadan, kalabalık caddelerden; özel, kendine has kavramlarına, dünyalarına kaçıyor.
Kaçmasa bitecek. Yorulup tükenecek. İçine sinmeye sinmeye bir kardan adam gibi eteklerine damlayacak...
Kaçmalı da zaten. Bir yolunu bulup sıradanlaşan insan, kavram ve etkinliklerden; kendine, özel düşlerine, anlamlarına kaçmalı insan.
Yoksa, evet yoksa herkesleşecek, kimseleşecek, sonra da bitip gidecek.
Biz, tükenmeyelim, diyor insan bunları görünce içine, yüreğine, canına, kanına. Biz tüketilmiş kelimelere, kavramlara, dostluklara ayak uyduramayalım; biz bu duyguların, yaşamların yabancısı olalım. Kendi düş ve ütopyalarımızın kahramanları olalım, kalalım. Tek başına olsak bile bunu yapalım diyor kendisine.
Bütün o kelimeleri yoran ve yıpratan insanlar, "Canım" diyemiyor kedisine, finosuna. Onu diyemiyor.. O kavramı demesinler, diyemesinler bari. Onu sıradanlaştırmasınlar. Gerçi o, sıradanlaşmaz.Onu diyebilmek için yürek gerek, can gerek çünkü.
Kendi kelimeleri olan insanlar yıpranmazlar. Öylesine kurmadıkları cümlelerin altında ezilmez, bilakis o kelimelerle yükselir ve yaşarlar.
İşte bu kelimelerden en hası: "Canım"
Kedisine "canım" diyemedikleri için, bu kelimenin ya farkına varmadıkları ya da kullanmaya cesaret edemedikleri için hala tertemiz ve sıcacık durur yüreklerde.
Kullanıldığı alan ve kişileri çoğaltmadan kullanmalı böyle kelimeler. Anlamları sıradanlaşmadan sahip çıkmalı bu kelimelere belkide..
"Canım" Ne kadar sıcak ve özel değil mi?
İnsanın içinden gelen ve hala sıradanlaştırılmamış bir çok kelime gibi.
"Canım" dediğin bunu anlamasa bile, bu kelimenin ağırlığını kaldıramasa bile herkesin anlamını bilmediği ve kullanamadığı bir kelime olarak hala özel bir kelime dimağlarda.
İnsan, hep öyle kalsın istiyor, diliyor.
Mehmet Deveci
______________________________
Karşındakiyle konuşurken "Canım" diyebilmek ve onun bunu anladığını bilmek ne büyük bir haz...
Ahh, canım, canım, canım...