11 Eylül 2013 Çarşamba

SALAVAT-I ŞERİF'İN ÖNEMİ...


Es'selam-u Aleykum ve Rahmetullah...
Sabahımız, günümüz, zamanımız mübarek ola inşallah...

Öncelikle; bugün bir hayr'a vesile olalım diyorum... Nasıl mı..? Efendimiz Aleyhisselam'a Salavat getirerek... Ben böyle bir yayınla (inşallah) sizin de hayrınıza ortağım :) Siz de bu hayr'a ortak olun... 

Şimdi konuyla ilgili hazırladığımız yazımızı aktaralım inşallah...
----------------------------------------------------------------------------------------
SALAVAT-I ŞERİFE NEDİR..?

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

Bismillâhir rahmânir rahîm.
İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen).

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
"Muhakkak ki; Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin."  AHZÂB - 56

Peygambere Allah’ın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de onun için rahmet duası etmek anlamına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca görüldüğü gibi, onun bütün kaygısı ümmetinden ibarettir. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile “Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz” şeklinde haber göndermiştir.(Müslim, İman: 346.) İsra Suresi 79. ayette de ona “Övülmüş Makam”adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki, bu durum, bizi Allah’ın Resulü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içinde bulunmaya davet etmektedir. İşte salâvat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli bir vasıtadır.

O kadar ki, O’nun irşadıyla var oluş hikmetini anlayan her Müslüman’ın üzerine bu salavatın ömründe bir keresi farz, sonrakileri vacip, tekrarlarda ise sünnet olduğu bildirilmiş, salavatın terki ise şefaatten mahrumiyete sebeptir, denmiştir.

İyilik gördüğü kimselere iyilik etme minnettarlığı duyan, hatta bir kahvenin kırk yıl hatırını sayan insanlar, ebedi hayatını kurtarmaya vesile olan Resulüllah’a da (sas) elbette minnettarlık duyacak, adını duyunca büyük bir hürmet ve sevgiyle salavat getirecek, böylece gösterdiği bu bağlılıkla da şefaatine nail olacaktır.

Salavatın çeşidi sayılamayacak kadar çoktur. Bunların en meşhurları da namazlarda tahiyyattan sonra okuduğumuz, “Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed” ile “Sallallahü aleyhi vesellem”salavatlarıdır. Manaları şöyle özetlenebilir: 
–Rabbimizin rahmeti, meleklerinin istiğfarı ve bizim de selamımız Efendimiz Hazreti Muhammed ve ailesi üzerine olsun.

Bu konuda Peygamberimizin birçok hadisi bulunmaktadır ki, bunlardan birkaç tanesi şöyledir:
“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır.” (Ebû Davud, Menâsik: 97.)

“Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise, Peygamberimiz, namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” duâlarını öğretmiştir. (Buhârî, Tefsir 33:10; Tirmizî, Tefsir 33:23.)

(Sorularla İslamiyet sitesinden alıntılar yapılmıştır.)
-----------------------------------------------------------------------------
Ve son olarak tarih sayfalarından eşsiz bir hürmet ifadesini daha aktaralım:

"Muhammed" isminde çok sevdiği bir hizmetçisi bulunan 'Putkıran'lakaplı Hindistan fatihi Gazneli Mahmud , bu hizmetçisini devamlı ismiyle hitap ederek çağırırdı.

Gazneli Mahmud'un, bu hizmetçisini günün birinde kendi ismiyle değil de, babasının ismiyle çağırması üzerine kalbi kırılan hizmetçisinin böyle davranmasının sebebini sorması üzerine Peygamberimiz,in (sav) delicesine aşığı olan Gazneli Mahmud :
 
"Evladım, her gün sana 'Muhammed' isminle hitap ediyordum. Zira abdestli bulunuyordum. Şu anda ise abdestim yok, 'Muhammed' ismini abdestsiz söylemekten haya ediyorum. Onun için seni babanın ismiyle çağırdım." diyerek manidar bir cevap vermisti...

(Refik, İbrahim; Efsane Soluklar, . T.ö V. Yay., İzmir/1992, s.16)

Selam ve dua ile...

(Görselde yazan: "Allahumme Salli Alâ Muhammedin Âli Muhammed")

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder