7 Haziran 2013 Cuma

FATİHA SURESİ'NE BAKIŞ


FATİHA SÛRESİ, KUR’ÂN’IN EN BÜYÜK SÛRESİDİR

1- Ebu Saîd İbnu’l-Muallâ (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben Mescid-i Nebevî’de namaz kılıyordum. Resulullah Aleyhissalâtu Vesselâm beni çağırdı. Fakat namazda olduğum için mübarek çağrısına derhal cevap veremedim. Namazdan sonra yanına vararak:


“Ey Allah’ın Resulü namaz kılıyordum. Bu sebeple cevap veremedim.” diye özür beyan ettim. Bana:


“Allah, Kitab’ında: ‘Ey iman edenler, Allah ve Resulü sizi çağırdıkları zaman hemen cevap verin’ buyurmuyor mu?” (1) buyurdu ve arkasından ilâve etti:


“Sen mescidden çıkmazdan önce, sana Kur’ân-ı Kerim’in en büyük sûresini öğreteyim mi?” buyurdu ve elimden tuttu. Mescidden çıkacağı sırada ben:


“Ya Resulallah! Bana en büyük sûreyi öğretecektiniz” dedim. Resulullah (asm) bana:


“O sûre ‘Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemin’dir ki, bu, namazlarda tekrar tekrar okunan yedi âyetten ibarettir.” buyurdu. (2)


2- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) bildiriyor ki, Peygamber Efendimiz (asm): “Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zü’l-Celâl’e yemin ederim ki, Allah, Fâtiha’nın bir mislini ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne Zebur’da, ne de Furkân’da indirmemiştir” buyurdu. (3)


FATİHA SÛRESİ, DAHA ÖNCE VERİLMEMİŞ BİR MÜJDEDİR


3- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yanında Cebrail (aleyhisselâm) bulunduğu bir sırada, yukarıda kapı sesine benzer bir ses işitti. Başını göğe doğru kaldırdı. Cebrail (aleyhisselâm) dedi ki:


“İşte gökten bir kapı açıldı, bugüne kadar böyle bir kapı asla açılmamıştı.”

Derken oradan bir melek indi. Cebrail (aleyhisselâm) tekrar konuştu:

“İşte arza bir melek indi, şimdiye kadar bu melek hiç inmemişti.”
Melek selâm verdi ve Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâma) dedi ki:


“Ya Resulallah! Sana verilen iki nuru müjdeliyorum. Bunlar, senden önce başka hiçbir peygambere verilmemişlerdi: Onların biri Fatiha Sûresi, diğeri de Bakara Sûresi’nin son kısmı. Onlardan okuduğun her harfe mukabil sana mutlaka büyük sevap verilecektir.” (4)


FATİHA SÛRESİ, KULU RABBİNE MUHATAP KILIYOR


4- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Fatiha-i Şerife Sûresini okumadan namaz kılarsa bilsin ki bu namaz nakıstır, eksiktir." (Bu sözü üç kere tekrarladı.)"


Ebû Hüreyre’ye (radıyallâhu anh):

“Biz imamın arkasında bulunuyorsak (ne yapalım)?” diye sorulmuştu. Ebu Hüreyre (ra) şu cevabı verdi: “Yine de içinden oku. * Zira ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın şöyle buyurduğunu işittim: *"Allah Teâlâ Hazretleri (bir hadis-i kutside) buyurdu ki: ‘Ben kıraati kulumla kendi aramda iki kısma böldüm, yarısı bana ait, yarısı da ona. Kuluma istediği verilmiştir: Kul: ‘Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn. (Hamd âlemlerin Rabbine aittir)’ deyince, Azîz ve Celîl olan Allah: ‘Kulum bana hamdetti!’ der. Kul, ‘Er-Rahmânirrahîm’ deyince, Allah: ‘Kulum bana senada bulundu’ der. Kul, ‘Malik-i yevmiddîn (âhiretin sahibi)’ deyince, Allah: ‘Kulum beni büyük bildi’ der. Kul, ‘İyyâkena’budü ve iyyâkenestaîn (yalnız sana ibâdet eder, yalnız senden yardım isteriz)’ deyince, Allah: ‘Bu benimle kulum arasında bir taahhüddür. Kuluma istediğini verdim’ der. Kul, ‘İhdina’s-sırâta’l-müstakîm sırâtallezîne en’amte aleyhim gayr’il-mağdûbi aleyhim ve la’d-dâllîn. (Bizi doğru yola sevket, o yol ki kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoludur, gadaba uğrayanların ve dalâlete düşenlerin değil)’ dediği zaman, Allah: ‘Bu da kulumundur, kuluma istediği verilmiştir’ buyurur.” (5)


FATİHA SÛRESİ, KUR’ÂN’IN ÇEKİRDEĞİDİR


5- Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ‘İmam ‘âmin’ deyince, siz de ‘âmin’ deyin. Zira kimin âmin’i meleklerin âmin’i ile birleşirse geçmiş günahları affedilir.” (6)


Nitekim birçok âyeti ve hadisi bir arada değerlendiren Bediüzzaman Hazretleri de özetle, nasıl insan şu koca kâinat kitabının bir küçücük misâli, bir özü ve özeti ise, bir çekirdeği ve meyvesi ise; Fatiha Sûresi de, Kur’ân-ı Azimüşşan’ın bir münevver timsalidir, nurlu bir özüdür, özetidir, nuranî bir çekirdeğidir ve meyvesidir diyor. (7)


Kaynaklar:

1- Enfal, 24.

2- Buhârî, Tefsir 1; Nesâî, İftitâh 26; Ebû Dâvud, Vitr 15.
3- Kütüb-ü Sitte, 2/438.
4- Müslim, Müsâfirin 254; Nesâî, İftihah 25.
5- Kütüb-ü Sitte, 8/2531.
6- Kütüb-ü Sitte, 8/2538.
7- Sözler, s. 45.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder