15 Mayıs 2013 Çarşamba

REGÂİB GECESİ

Regaib Kandili (Regaip Gecesi)

Receb-i Şerîfin ilk cuma gecesi, yâni yarın akşam Regâib Gecesi’dir.

Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir.
"Reğa-be" , kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir.
"Reğîb" kelimesi ise, "reğabe" den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe" dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib" in aslı budur. 

Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.

Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur'an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. 

Peygamberimiz (a.s.m)' ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır.

Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek... Sabbe, Arapçada dökmek demek... Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsabderler; o da aynı kökten... Receb-ül esabb; Allah'ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.

Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa'ban bakım ayıdır.
Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler.

Regâib kelimesi Kur'an'da geçmemektedir. Ancak "reğabe" den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe" nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır. 

"Doğrusu Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında on iki aydır; bunlardan dördü haram aylardır. Bu, işte en doğru dindir; onun için bunlar hakkında kendinize zulmetmeyin." (Tevbe Suresi, 36)

Hz. Peygamber'in ( a.s.m ) bir hadisinde, ayet-i kerimede işaret buyurulan haram ayların, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları olduğu vurgulanmaktadır:

"Receb-i Şerîf'in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur." buyuruyorlar." (Camiu-s sağir) 

İbn-i Abbas (radiyallahu anh) Hazretleri: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O'nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O'nu hiç oruç tutmayacak zannederdik." buyurmuştur. (Müslim) 

"Muhakkak zaman, Allah'ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye'l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır." (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)

*"Recep ayı Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." * (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, 1/423) 

Konuyla ilgili Hadisi Şerifler çoğaltılabilir. Bize düşen ise (bir mü'minde her zaman olması gerektiği gibi) samimi bir kalp ile Allah'a yönelmek ve bu gün ve geceleri elimizden geldiğince hayra vesile kılmaktır.

Rabbim istifade edebilenlerden eylesin İnşaAllah.
(alıntılar yapılmıştır)

Görsel: Edirne - Selimiye Camii



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder